Genel Başkan Demirel; Kutladığımız 1 Mayıs İşçi Bayramı'nın ardından, kamu çalışanlarının haklarını savunma iddiasındaki yetkili konfederasyonun samimiyetini sorgulamak bizler için bir zorunluluk haline gelmiştir. Sahada farklı, masada farklı bir tutum sergileyen bu konfederasyonun, kamu çalışanlarının birikmiş sorunlarına ne denli çözüm odaklı yaklaştığı büyük bir muammadır.

Tam 11 aydır sahadan uzak kalan ve yetki süresince göstermelik 1 ay sahada boy gösteren bu yapı, kamu çalışanlarının kanayan yaralarına merhem olabilmiş midir? 3600 ek gösterge, Yardımcı Sağlık Hizmetleri çalışanlarının bitmek bilmeyen çilesi, sağlık ve sosyal hizmetler alanındaki sayısız problem, kreş ve yemek sorunları, nöbet mağduriyetleri ve her geçen gün eriyen maaşlarımız ile dayanılmaz hale gelen fahiş kira artışları karşısında hangi somut adımları atmışlardır?

Şimdi ise memurun maaş ve sosyal haklarının konuşulacağı 8. Toplu Sözleşme masası yaklaşmaktadır. Ancak biz sormak istiyoruz: Bu masa, yine içi boş vaatlerin konuşulacağı bir "veresiye masası" mı olacaktır?

Hatırlanacağı üzere, yetkili memur konfederasyonu 7. Toplu Sözleşme masasında büyük bir müjde olarak 1. dereceye gelen tüm kamu çalışanlarına 3600 ek gösterge verileceği kararının alındığını ilan etmişti. Aradan geçen tam 22 ay gibi uzun bir süreye rağmen bu konuda hiçbir olumlu gelişme yaşanmamıştır. Aynı şekilde, ikinci bir "kazanım" olarak pazarladıkları yardımcı hizmetler sınıfının sorunlarının çözümü de lafta kalmıştır.

Demirel; Ne yazık ki, 3600 ek gösterge ve yardımcı hizmetler konusu adeta "temcit pilavı"na dönmüştür. Geçtiğimiz 22 ayda Meclis'ten onlarca torba yasa geçmiş olmasına rağmen, son gündemdeki torba yasada dahi bu iki hayati konu yer almamıştır.

Hani 7. Toplu sözleşme sonrasında, "3600 ek göstergeyi 1. Dereceye gelen tüm memurlar için aldık" diyerek lüks otelde davul zurna eşliğinde halay çekerek kutlamıştınız ya? Şimdi o kutlamanın gereğini yapın! Bedava kutlama olmaz öyle...

Açıkça görülmektedir ki, yetkili konfederasyon "kazandık" dedikleri konularda hiçbir ciddi girişimde bulunmamıştır. 7. Toplu Sözleşme masasında, 4688 sayılı kanun ile kurulan sendikalardan rahatsız olan bu yetkili konfederasyon, toplu sözleşmeye baraj sistemi getirmeye çalışmış, ancak bu girişimin yasaya aykırı olması nedeniyle Danıştay tarafından iptal edilmiştir. Buna rağmen, söz konusu konfederasyon ve Kamu-Sen, Danıştay'ın bu açık kararını dahi tanımamıştır. Ancak işlerine geldiğinde, %1'in altındaki sendikaların kapısına kilit vurmak için bir kanunu Meclis'ten 72 saatte geçirmeyi başarmışlardır. Bu çifte standart kabul edilemezdir.

Neyse ki Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne sunulan yeni kanun teklifi, sendikaların önüne set çekmek isteyenlere engel olmuştur. Unutulmamalıdır ki, Tükiye'nin en büyük sivil toplum kuruluşu yüzdelik dilimin altında diye kapısına kilit vurmaya çalışmıştır. Hiçbir sivil toplum kuruluşu birilerinin çıkar ve menfaat yeri değildir. Empatiden uzak, sadece kendi sorunlarını çözen bir sendikal anlayış, sahanın gerçek sorunlarına çözüm üretemez. Sanki kendileri 4688 sayılı sendika yasalarına tabi değillermiş gibi davranmaktadırlar.

Buradan yetkili konfederasyona açık ve net bir çağrıda bulunuyoruz: 8. Toplu Sözleşme masasını boykot edin! 7. Toplu Sözleşmede aldığınızı iddia ettiğiniz 1. dereceye gelen kamu çalışanlarına 3600 ek gösterge hayata geçirilmeden ve yardımcı hizmetler konusundaki vaatleriniz yasalaşmadan 8. Toplu Sözleşme masasına oturmayın! Henüz 8. Toplu Sözleşme masasının kurulmasına üç ay gibi bir süre var. İstemeniz halinde, küçük sendikaların kapısına kilit vuracak bir kanunu geçirdiğiniz gibi, bu iki hayati konuyu da Meclis'ten geçirebilirsiniz.

Sağlık-Sen Tercih Robotu SAHA) Yayında Sağlık-Sen Tercih Robotu SAHA) Yayında

Yetkili konfederasyon, hükümet ile yaptığı ya da yapacağı toplu sözleşme masasında alınan ve alınacak olan hakların takipçisi olmalıdır. Kazanım konusunda uzlaşılan maddelerin hayata geçirilmesi için sivil toplumdan aldığı gücü kullanarak hükümete baskı yapmalıdır. Unutulmamalıdır ki, yetkili konfederasyonun varlık sebebi kamu çalışanlarıdır. Kamu çalışanları basite alınmamalı, yetkili konfederasyon kendisine saygılı olmalı, yaptığı işi ciddiye almalı ve kamu çalışanlarının sorunlarını çözmek için elini değil, gövdesini taşın altına koymalıdır.

Toplu sözleşme masası temenni yeri değildir. "Biz masada verelim, karar altına alalım, fırsat bulursak yaparız" şeklindeki bir yaklaşım, masanın ruhuna aykırıdır. Toplu sözleşme masası, veresiye masası değildir ve olmamalıdır!

Sağlık Liyakat-Sen olarak, kamu çalışanlarının haklı mücadelesinde her zaman yanlarında olacağımızı ve yetkili konfederasyonun sorumluluğunu yerine getirmesi için gereken her türlü desteği yapmaya devam edeceğimizi kamuoyuna saygıyla duyururuz. açıklamasında bulundu.